Andlaşmayı Yayımlayan Kararname Vasıtasıyla Andlaşmanın Usulüne Göre Onaylanıp Onaylanmadığının Denetlenmesi: 1998 tarihli SARL İçtihadı

CE, SARL du parc d’activités de Blotzheim, 18 décembre 1998, Rec. 483; CE, Dame Caraco, 5 février 1927, Rec. 125; CE, Bamba Dieng 23 février 2000, Rec. 72; Kararları Nakleden: Lachaume, Jean-François, Hélène Pauliat ve Stéphane Braconnier. Droit administratif: les grandes décisions de la jurisprudence. 15e édition. Paris: PUF, 2010; Frier, Pierre-Laurent, Jacques Petit Droit Administratif. 11e édition. Paris: LGDJ, 2017; Dalloz veritabanı 2020.

Öz: Anayasanın ilgili maddesi uyarınca, yalnızca usulüne uygun olarak onaylanmış uluslararası andlaşmalar iç hukukta kanunlardan üstün olabildiği için, Fransız Danıştayı onay işleminin usulünce gerçekleşip gerçekleşmediğini denetlemede kendini yetkili görmüştür.

Uluslararası ilişkiler alanında kalan işlemler Fransız Danıştayı (FD) tarafından prensip olarak “hükümet tasarrufu” olarak görülmekte ve denetimden muaf tutulmaktaydı. Ancak ilerleyen yıllarda FD, bu işlemlerin, uluslararası ilişkilerden “ayrılabildiği” ve “bağımsızlaşabildiği” müddetçe denetime konu olabileceğini kabul eden kararlar vererek, farklı bir denetimin kapısını araladı.

Bu çerçevede Fransız Danıştayı bir andlaşmanın müzakere aşamalarını ya da bir andlaşmanın askıya alınması kararını, bu işlemlerin uluslararası hukuk yönünün daha ağır basması nedeniyle denetlemede kendini yetkili görmemektedir. Öte yandan FD’ye göre “andlaşmanın kendisi” ya da “onay/uygun bulma işlemi”, nitelikleri itibariyle çehreleri iç hukuka dönük olduğundan ve ulusal makamların bu işlemlerin usul ve içeriğini belirlemede seçim hakkı olduğundan, uluslararası ilişkilerden ayrılabilmekte ve denetime konu olabilmektedirler.

FD’nin bu denetiminin anayasal kaynağını Fransız Anayasasının 53. ve 55. maddeleri oluşturmaktadır. Fransız Anayasasının 53. maddesine göre barış andlaşmaları, ticari andlaşmalar ya da uluslararası örgütlerle ilgili, devlete mali yükümlülük yükleyen, yasa niteliğindeki hükümleri değiştiren, kişi durumuna etki eden, toprakların devri, takasını veya ilhakını içeren andlaşma ya da anlaşmalar, yalnızca bir yasayla uygun bulunabilir veya onaylanabilir. Fransız Anayasasının 55. maddesi uyarınca usulüne göre uygun bulunan ve onaylayan andlaşma ve anlaşmalar, yayımlandıklarından itibaren kanunlardan üstündürler.

FD ilk defa SARL kararında Fransa hükümetinin taraf olduğu bir anlaşmanın usulüne göre onaylanıp onaylanmadığını denetlemiştir.

Kararın konusunu, Fransa ve İsviçre arasında imzalanan ve içeriğini Basel-Mulhouse havalimanının inşaatı ve işletmesi oluşturan 1949 tarihli bir anlaşma meydana getirmekteydi. Anlaşmaya ek olan ilgili statü ve şartname uyarınca ileride mevcut tesislerin yeterli olmaması halinde, havalimanının genişletilmesi için gerekli olan arazinin Fransız Devleti tarafından alınacağını ve bu genişlemeye ilişkin hususların da sonradan hazırlanacak ek bir şartname ile belirleneceği öngörülmüştür.

Anlaşma’dan elli sene sonra 1996 tarihinde, havalimanının genişletilmesi amacıyla iki ülke arasında nota teatisi suretinde ek bir şartname hazırlanmış; Cumhurbaşkanı 1996 tarihli ilgili kararname ile söz konusu Anlaşma’yı yayımlamıştır.

SARL kararında, yetki aşımı (excès de pouvoir) iddiası çerçevesinde anlaşmanın yayım kararnamesine itiraz    edilerek, anlaşmanın usulüne göre onaylanmadığı için yayım kararnamesinin iptali talep edilmiştir.

FD, itiraza konu olan Anlaşma uyarınca havalimanının genişletilebilmesi amacıyla alınacak araziye ilişkin masrafların Fransız Devleti tarafından üstlenilmiş olduğunu Anlaşma’nın bu cihetle Devlete mali yükümlülük getirdiğini ve ortada Anayasanın 53. maddesi kapsamına giren bir andlaşma olduğunu belirtmiştir; Anayasanın 55. maddesi çerçevesinde bir uluslararası andlaşmanın yayımlanmasıyla iç hukukta kazanacağı etkiler göz önüne alındığında, daha önceden bu yönde çıkarılan bir yetki kanunu olmadığı müddetçe onayın  usulüne uygun olarak gerçekleştirildiğinden söz edilemeyecektir.

Öte yandan FD yaptığı incelemede, daha önceden kabul edilmiş 1950 tarihli bir yasa ile Cumhurbaşkanına söz konusu mali yükümlülükle ilgili düzenleme yapma yetkisi tanındığını, dolayısıyla onay işleminden önce Anayasanın 53. maddesi uyarınca Parlamentonun bu hususta Cumhurbaşkanını yetkilendirmiş olduğu sonucuna ulaşmıştır. Bir başka ifade ile onaydan önce kabul edilmiş olan bir yetki kanunu bulunmaktadır; onay usulüne uygun olarak gerçekleşmiştir.

Bu ilke içtihadının ardından Fransız Danıştayı kararda benimsediği bu yorumu, 2000 yılında verdiği Bamba Dieng kararında da uygulayarak, usulüne uygunluk denetimini tekrarlamıştır. Danıştay, Fransa ve Senegal arasında imzalanan bir Anlaşma’nın, “yasa niteliğindeki hükümleri” değiştirdiğini ve bu niteliği itibariyle onaylanmasından önce bir kanunla icazet verilmesi gerektiğini tespit ettikten sonra ortada bu nitelikte bir yetki kanunu bulunmamasından ötürü, Anlaşma’nın yayım kararnamesini iptal etmiştir.

Pınar Dikmen

Bu yazı Kararlar kategorisine gönderilmiş ve , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.