C.E. Ass, SARL Super Coiffeur, 12 octobre 2018, 408567, Publié au recueil Lebon; concl. J.-M. Pastor; Recueil Dalloz 2019 p.678, Dalloz veri tabanı 2020; Edwige Belliard, Le juge administratif et le contrôle des réserves aux traités, Recueil Dalloz 2019 p.678; Dalloz veritabanı 2020.
Öz: İdari yargıç bir uluslararası andlaşmaya konan şerhin geçerliliğini inceleme yetkisine sahip değildir. Şerhler, uluslararası ilişkilerden ayrılabilir işlemler değildir.
Davanın konusunu, yasadışı olarak göçmen çalıştırdığı iddiasıyla idari para cezasına çarptırılan ticari bir ortaklığın (Şirket) açtığı dava oluşturmaktadır.
Fransız Göç ve Entegrasyon Müdürlüğü yaptığı denetim sonucunda, Şirket’te istihdam edilen işçilerin oturum ve çalışma izinleri olmadığı gerekçesiyle şirketi para cezasına çarptırmıştır. Bu denetimle paralel şekilde yürütülen ceza yargılaması ise kanıtların yeterli olmadığı gerekçesi ile sonuçsuz kalmıştır. Şirket, Ceza Mahkemesinden elde ettiği kararın ardından verilen idari cezaların iptali için başvurmuş ancak hakkında verilen idari cezaları tümüyle kaldırması mümkün olmamıştır.
Şirket bu çerçevede Fransız Danıştayı nezdinde, aleyhinde verilen idari para cezalarına ve Fransa’nın taraf olduğu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne Ek 7 Numaralı Protokol’ün (Protokol) 4. maddesine Fransa tarafından konulan şerhin geçerliliğine itiraz etmiştir.
Protokol’ün 4. maddesi şu şekilde kaleme alınmıştır:
“Hiç kimse, bir devletin hukukuna ve ceza muhakemesi usulüne uygun olarak kesin bir hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı, aynı devletin yargı yetkisi içindeki ceza yargılamaları kapsamında yeniden yargılanamaz ve cezalandırılamaz.”
Fransa, “suç” kavramının İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi tarafından geniş yorumlandığı gerekçesiyle, 4. maddeye, “yalnızca cezai konularda karar veren mahkemelerin yargı yetkisine giren… suçlar, suç olarak kabul edilmelidir…” şeklinde bir şerh koymuştur.
Şirket, Fransa tarafından konulan şerhin, Devletin taraf olduğu bu Protokol’e ve Protokol’ün korunma altına aldığı non bis in idem ilkesine aykırı olduğunu iddia etmiştir.
Fransız Danıştayı, Anayasanın 55. maddesi uyarınca, usulüne uygun olarak uygun bulunan ya da onaylanan andlaşma ya da anlaşmaların, yayımlanmalarından itibaren kanunlardan üstün olduğunu ifade ederek, bu hüküm uyarınca iki norm arasında uyumsuzluk olması durumunda idari yargıcın, iç hukukta uygulanabilmesi için öngörülen koşulları yerine getirdiği ve bireyler açısından doğrudan haklar doğurduğu müddetçe, uluslararası hukuka öncelik tanıması gerektiğini belirtmiştir.
Fransız Danıştayına göre, bir andlaşma ya da anlaşmaya konulan şerhlerin, andlaşmaların yayımlanmasına ilişkin benzer koşulları yerine getirdiğinden emin olunduktan sonra uygulanması sağlanmalıdır.
Ek olarak bu tür şerhler, Devletin angaje olmayı amaçladığı uluslararası yükümlülüğün kapsamını belirlediği ve uluslararası ilişkilerin yürütülmesinden ayrılamayacağı için, bunların geçerliliğini değerlendirmek idari yargıcın yetkisinde değildir.
Pınar Dikmen