Fransız Anayasa Konseyi Covid-19 “Sağlık Kartı” Uygulamasını Kısmi Olarak Anayasaya Uygun Buldu

(Décision n° 2021-824 DC du 5 août 2021 – Loi relative à la gestion de la crise sanitaire)

Sağlık Krizinin Yönetimine İlişkin Kanun uyarınca belirli kamusal alanlara girebilmek ve hizmetlerden yararlanabilmek için Covid-19’ karşı aşılananların, hastalığı geçirdikten sonra iyileştiğine dair ya da viral durumunun negatifliğine yönelik ilgili belgeleri sunan vatandaşların temin edebileceği “sağlık kartı” uygulaması ve buna bağlı diğer hükümler, Anayasa Konseyi nin 05.08.2021 tarihinde verdiği karar sonucunda kısmi olarak anayasaya uygun buldu.

Kararda öncelikle, Kanun çerçevesinde COVID-19 hastalığı ile ilgili gerekli belgeleri sunmayan kişilerin belirli aktivitelere katılmasının ve kamusal alanlara girişlerinin yasaklanmasının, “hareket özgürlüğünü”, “özel hayata saygı hakkını” ve “fikir ve düşüncelerin özgürce ifade edilmesi özgürlüğünü” ölçüsüz bir şekilde zedelediği iddia edilmiştir.

Öte yandan Anayasa Konseyi, yaptığı “ölçülülük” değerlendirmesinde, bu tedbirleri anayasaya aykırı bulmadı.

İlk olarak Anayasa Konseyine göre yasama erki mevcut bilimsel bilgiler ışığında; aşılanmış, hastalığı atlatmış veya test yaptırmış kişiler arasında Covid-19 virüsünün yayılımının önemli ölçüde azaldığı olgusunu göz önüne almıştır. Dolayısıyla bu tedbirler anayasal bir ilke olan “sağlığın koruması” amacıyla kanunlaştırılmıştır.

İkincisi bu önlemler yalnızca, virüsün yeni ve daha bulaşıcı varyantının ortaya çıkması nedeniyle öngörülen yeni salgın dönemi boyunca uygulanacaktır.

Üçüncüsü, “sağlık kartı” uygulamasının zorunlu olduğu mekânlar ve uygulamanın kapsamı sınırlıdır. Bir başka ifade ile bu uygulama, gerçekleştirilen faaliyetin doğası gereği virüsün yayılması ve ediniminde belirli bir risk oluşturan mekânlarla sınırlıdır.

Örneğin, sağlık hizmetinden yararlanırken, bu hizmetin yararlanıcılarına refakat eden, bu kişileri ziyaret eden ya da önceden randevu alarak ilgili sağlık kuruluşuna giriş yapan kişilerin sağlık kartını ibraz etme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu çerçevede bu tedbir, sağlık hakkına erişimi doğrudan kısıtlamamaktadır. Yahut mağazalarda ve alışveriş merkezlerinde kartını ibraz uygulaması, temel gıda maddelerine ulaşımı engellenmeyecek şekilde uygulanacaktır.

Dördüncüsü, bu tedbirler hiçbir şekilde, aşılanma ya da tedavi olma yükümlülüğü getirmemektedir. Yasayıcı, sağlık durumu nedeniyle aşı olamayan bireyler için “sağlık kartı” yerine geçecek bir belge düzenlenmesini öngörmektedir.

Beşincisi, ilgili belgelerin kontrolü polis ve ilgili hizmet sağlayıcıları tarafından görevlendirilmiş yetkililer tarafından yapılacaktır. Ayrıca bu belgelerin kontrolü, ibraz edilen belgenin niteliğinin” bilinmesine izin vermeyecek ölçü ve şekilde gerçekleştirilecektir.

 Öte yandan Anayasa Konseyi aynı kararda, , “sağlık kartı” temini için gerekli belge ve sertifikaları sunmamaları durumunda, işverenlerin belirli süreli iş sözleşmesine dayanarak çalışanlarının sözleşmelerini, sözleşme süresi dolmadan feshedebilmelerini, “eşitlik” ilkesine aykırı buldu.

Anayasa Konseyine göre, farklı durumda olanlara farklı muamele edilmesi eşitlik ilkesini ihlal etmemektedir. Bu açıdan belirli süreli iş sözleşmesine bağlı olarak çalışanlar ile belirsiz süreli iş sözleşmesine bağlı olarak çalışanlar farklı konumda olsalar bile, virüsün yayımı açısından aynı riski taşımaktadırlar. Dolayısıyla, “sağlık kartı” temini için gereken belge ve sertifikaları sunmamaları durumunda, yalnızca belirli süreli iş sözleşmesine bağlı olarak çalışanlara getirilen yaptırım, sağlık kartı uygulaması bağlamında ulaşılmak istenen amaçla orantılı değildir.

Son olarak Konsey, Covid-19 testi pozitif çıkan bireylere, bu bireylerin kişisel durumlarını dikkate almadan yalnızca yapılan test sonucunda doğrudan uygulanacak “on günlük” tecrit uygulamasının ise ölçüsüz bir şekilde  özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal ettiğine karar verdi.

Bu yazı Kararlar kategorisine gönderilmiş ve ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.